ALACA Kültür Sanat Dergisi - Seyrüsefer
  Taş Köprü
 


Taş Köprü


Kilikya, Batana, Adanus, Adania, en güzel şehirlerimizden biri olan Adana’nın eski isimlerin bazılarıdır. Ülkemizin Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bu ilimiz nüfus bakımından 5. büyük ilimizdir. B
ilindiği gibi Türkiye’nin en sıcak şehridir Adana. Adanalılar sıcağa da soğuğa da pek dayanıklı değ illerdir aslında. Soğuk havayı pek tatmadıklarından sıcak havaya da fazla maruz kalmadıklarındandır bunun sebebi. Çünkü Adana’da, yaz döneminde bulunuyorsanız ya evinizde dört bir yan açık oturuyorsunuz ya da dışarıda serinletilmiş mekânlardasınız demektir. Aksi halde nefes almak bile zordur. Adana’nın sıcağı insanlarının ruhuna işlemiştir. Yardımsever, dost canlısı, muhabbeti ve eğlenmeyi çok severler. Mert, yürekli, cesur oldukları kadar duygusal, yufka yüreklidirler.

Adana’yı diğer büyük şehirlerden ayıran en önemli özelliklerinden biri ise nüfus yoğunluğundan dolayı çok kültürü barındıran bir kültür cenneti olmayışıdır. Adana’nın kendine has bir kültürü vardır. Her kültürden insanı kucakladığı gibi kendisine ayak uyduramayanları da barındırmaz içinde. İşte sebebi budur diğer büyük şehirlere göre etnik ve siyasi nedenlerden oluşan suç oranlarının çok az olmasının. Türkiye’nin en uzun köprüsü olan Çatalan Köprüsü, en büyük camisi olan Sabancı Merkez Cami, Avrupa’nın en derin barajı olan Çatalan Barajı Adana’da bulunmaktadır. Bu yazıma konu olacak olan dünyanın hâlâ kullanımdaki en eski köprüsü olan Taş Köprü de Adana’nın en önemli tarihi kalıntısıdır.

Taş Köprü, Adana’nın merkez ilçelerinden olan Yüreğir ve Seyhan’ı birbirine bağlar. Hemen yukarıda da belirttiğim gibi dünyanın hâlâ kullanılmakta olan en eski köprüsü Taş Köprü 2005 yılında araç trafiğine kapatılıp sadece yayalara açık bırakılmıştır. 2009 yılında da bir daha trafiğe açılmayacağının kesin olarak kararlaştırılması bu kültür mirası için doğru bir karardır. Seyhan Nehri üzerinde bulunan köprü 21 gözlüdür. Seyhan Nehri’nin ıslahı sırasında 7 gözü toprak altında kalan köprü şu an 14 gözlüdür. Ayrıca 319 metre uzunluğunda ve 13 metre yüksekliğindedir. Tüf taşı, mermer ve spolien malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Ortadaki büyük gözde iki aslan kabartması vardır.

Köprünün, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yapıldığı (M.S. 120 – 135), Bizans İmparatoru Iustinianos tarafından yenilendiği bilinmektedir. İlk haliyle köprünün genişliği 4,5 metre iken Osmanlı Padişahı Abdülmecit zamanında 8 metreye çıkarılmıştır. Köprünün ikinci gözünde bulunan Osmanlı Tuğrası ile bunu görmek mümkündür. Üzerindeki yol hâlâ parke taş döşemelidir. Kaldırımlar dâhil genişliği 11,4 metredir.

Yapımıyla ilgili yazılı olarak bulunan bir kaynak Adana Arkeoloji Müzesi’nde bulunmaktadır. Bu kaynak Grekçe yazılmış bir kitabedir. Kitabede yazanlar ise; “Gerçek şu ki Auxentius, bu mucize senin iktidarının sayesinde oldu. Nehrin kış akıntısı üzerinde, demirlerle bağlanan bir temcide, sarsılmaz sütun olarak inşa edildi. Bunun üzerine geniş bir yolu gerdin. Daha önceleri, tecrübesiz olan çok kişinin çeşitli teşebbüsleri olmuştu. Fakat onların girişimleri Tarsus Çayı'nın dalgaları için bile zayıf olmuştur. Sen ise buradaki köprüyü, kemerlerin üzerinde, ebediyet için kurmuşsun. Ve hatta taşkın nehir dahi bununla ünlü valiye itaat ediyor..."  Bu kitabenin konu ettiği tarih M.S. 300’lü yıllardır. Hadrianus tarafından yapıldığı bilgisi ise bizlere ünlü tarihçi ve taş bilimci Victor Langlois’in 1852 – 53 yıllarında Adana’yı ziyaretinde yayınlamış olduğu raporun “Kilikya’ya Seyahat” başlığını taşıyan yazısıyla ulaşmıştır.

Bu kültür mirasını ziyaret etmek isteyenler Adana’ya 1 saatlik uçak seyahatinin ardından havaalanının oradan hareket eden şehir içi dolmuşlarını kullanabilirler. Elbette Adana’ya kadar gitmişken meşhur kebabını da tatmadan ayrılmayı düşünmeyin. Bilginiz olsun ki ne Adana’da ne Urfa’da, Adana kebap acılı, Urfa kebap acısız diye bir ayırım yoktur. Tek farkları lezzettir. Adana’da kebaplar acısız servis edilir. Hatta 90’lı yıllara kadar Adana’da Adana Kebap sipariş edilmez, kebap dahi sipariş edilmez, sipariş verilecekse kıyma diye söylenir, garsonlar bunun kebap olduğunu bilirdi. Bu bilgiyle de yazımı sonlandırıyor, herkese yeni yılın bütün güzellikleri beraberinde getirmesini diliyorum.

Latif ALSANCAK

latif@alaca.biz

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol